Özet
Güçlü bir yazım geleneği oluşturan el-Keşşâf şerh ve haşiyeleri iktibas, ihtisar, reddiye, itiraz, cevap
gibi çeşitli formlarda birbirine bağlanmaktadır. Şârih ve muhaşşiler önceki eserlerle ilişkili açıklamalarını
genellikle isim vermeksizin yapmışlardır. Bundan dolayı söz konusu ilişkiler ancak kronolojik ve mukaye-
seli incelemeler sonucunda açığa çıkarılabilmektedir. Bu çalışmada, çoğu yazma halinde olan el-Keşşâf şerh
ve haşiyeleri, tefsir ilminin mahiyeti meselesi çerçevesinde, kronolojik ve mukayeseli olarak incelenmekte-
dir. Zemahşerî tefsir ilminin mahiyetine dair açıklamalarını el-Keşşâf’ın girişinde yapmıştır. Makalede bu
açıklamaların şerh edildiği eserler sırasıyla incelenerek, meselenin tarihsel süreç içerisinde nasıl ele alındı-
ğı ortaya konulmuştur. Seçilen kesit örnekliğinde, şerh ve haşiyelerin birbirinin tekrarı olduğu yönündeki
yaygın kanaatin gerçeği yansıtmadığı, bilakis bu eserlerin süreç içerisinde olgunlaşan yoğun tartışmalara
konu oldukları gösterilmiştir. Karşılaşılan tabloda, tefsir ilminin tanımı konusunda şârihler arasında bir
mutabakata varılamadığı ve eleştirel yaklaşımın sürekli ön planda olduğu gözlenmektedir. Musannifek’in
Molla Fenârî’ye yönelttiği eleştiriler özellikle dikkat çekmektedir. Bu çerçevede makale, el-Keşşâf şerh ve
haşiyelerinin gerçek anlamda incelenmesinin ancak tarihsel derinliği olan çalışmalarla mümkün olduğunu
da ortaya koymaktadır.