Makale

İslam Mantık Geleneğinde Tanım Teorisi Eleştirilerine Bir Giriş: Tam Tanım, Kendisiyle Tanım Mıdır?

Özet

Bu makale Fahreddin Râzî’nin “tam tanım (el-haddu’t-tâm) mümkün değildir” iddiasını ele almakta bu tezin etkilerini, taraflarını ve özellikle Osmanlı Filozofu Taşköprîzâde’nin Râzî karşıtı pozitif argümanını incelemektedir. Râzî’nin negatif argümanı tam tanımın aslında bir şeyi kendi kendisiyle tanımlamak olduğunu iddia eder. Zira tam tanımda, tanımlanan nesnenin parçalarının tamamı, tanımlayıcı unsur tarafından içerilir ve nesne bu parçaların toplamına özdeştir. O halde tam tanım aslında bir şeyi kendisiyle tanımlama hatasını içerir. Bu argümana karşıt olarak Taşköprîzâde, “tam tanım mümkündür”ü savunur. Zira tam tanımda her ne kadar tanımlanan nesne ile tanımlayıcı unsurlar aynı şeyleri içerseler de onların zihnimize sunulma formları farklıdır. Yani tam tanımda tanımlanan nesne ile tanımlayıcı unsurların aynı içerikte olmaları yetmez. Onların formları da aynı olmalıdır. O halde bu iki birim arasında formel bir farklılık olduğu gösterilebilirse tanımlanan nesne ile tanımlayıcı unsurlar arasında bir özdeşlik kurulamaz. Bu makalede birbirine karşıt iki yaklaşımın argümanlarını form ve içerik yahut anlam ve gönderim ayrımlarını kullanarak göstermeye çalıştım. Tam tanım probleminde her iki taraf da tanımlayan ile tanımlananın içeriklerini aynı kabul eder. Asıl tartışma bu içeriklerin hangi formlarda zihnimize sunulduğuna kilitlenmiştir. İşte makalemizde iki karşıt anlam teorisinin tam tanım özelindeki argümanlarını irdeleyecek bu problemin anlama ilişkin “sabit form teorisi” ile “değişken form” teorisi nedeniyle ortaya çıktığını göstereceğiz. Fahreddin Râzî ile Taşköprîzâde arasındaki dönem içinden Tûsî tam tanımı savunmuş, Îcî ise onun argümanını çürütmüştür; araştırmada sınırlı da olsa bu iki filozofun argümanlarını da inceledik.

Anahtar Kelimeler

Tam tanımın imkânsızlığı Taşköprîzâde Fahreddin Râzî tanımlayan tanımlanan tanım özdeşlik kendini tanımlama icmâlî bilgi tafsîlî bilgi.